13 Ağustos 2012 Pazartesi

Swarovski


Swarovski diyip duruyoruz da kaçımız tam olarak biliyoruz acaba nedir ne değildir diye? Daniel Swarovski diye bir amca, bir elektrik fuarını gezdikten sonra yememiş içmemiş, bir kristal kesme makinesi icat etmiş. Dokuz yıl içinde kendisi bu makinenin patentini elde etmeyi başararak, Swarovski firması kurmuş. İtalyan tasarımcılarla çalışmış ve pırlanta olmayan bu taşlarla lüks tüketimde başarılı olarak yer almış.

Kaldı ki bu taşları takıyla sınırlamayıp; gelinliklerde, ev aksesuarlarında, arabalarda ve telefon kılıflarında bile kullanmış. Ben düşündüğünüz üzere takılarından bahsedeceğim...





Logolarının bir açıdan kendilerine çok uygun olduğunu düşünüyorum. Takıların zarifliği bu kuğuya yansımış sanki. Hangi koleksiyonuna bakarsanız bakın, zerafet görmemeniz imkansız.

Günlük kullanım için bir sürü alternatifi mevcut. Bana kalırsa günlük olarak tek taşları tercih edin derim. Hem şık hem çaktırmadan dikkat çeken, ben burdayım diyen takılardır tek taşlar. Genç kızlar için yeri daha bir başka olsa gerek; ancak o yer Swarovski'den olmasın, halis muhlis pırlanta olsun ama değil mi? ;)

Konumuza dönelim biz. Tek taş tercih etmek istemiyorsanız eğer, küçük taşlardan oluşmuş takılar alternatifiniz olsun. Zira kocaman taşlarla assolist gibi görünmeniz muhtemel ki bunu gerçekten istemezsiniz.

Renkli kristallere gelirsek, kıyafete göre seçilmeleri en doğrusu. Tatlı bir pembe, belki bir yeşil kıyafetinizi tamamlar, kim bilir? Ben ise eğer ametist hayranı bir insan olarak; pırlanta gibi parlamayacaksam ametist gibi hissetmeliyim diyorum. Tabi ki mor! :)

Ve Swaroski zerafetini size birazcık da fotoğraflarla sunmak istiyorum. ;)






      




   













 Görüşmek üzere...

Hiç yorum yok: